Hz. Ömer Hz. Ebû Bekir’in tayini ile yönetime gelmiştir.Hz. Ebû Bekir,ölümüne yakın günlerde önde gelen sahabesi ile görüş alış-verişinde bulunarak Hz.Ömer’in halife olmasına karar verdi.Böylece ikinci halife iktidar konusunda bir polemik yaşanmaksızın atanmış oldu. Bilindiği gibi ilk halife Kureyş’in güçlü kabilelerinden olmayan Teymoğulları’ndandı. Hz. Ömer ise Adiyoğulları’na mensuptur.Bu kabile de Kureyş içinde nüfuz açısından önde gelen kabilelerinden değilse de Kureyş yönetimine katılan itibarlı kabilelerdendi. İslâm’dan önce bu kabile sefaret görevi yapmaktaydı. Ahlâf-Mutayyebûn çekişmesinde Hz. Peygamber’in kabilesinin karşısında yer alan Ahlâf içerisine katılmışlardı. Hz. Ömer’in slâm’ı kabulde yaşadığı ikilem ve Müslüman…
Read MoreKategori: Erkek Sahabeler
Hz. Ebu Bekir’in Halife Oluşu
Bu sırada Hz. Peygamber’in yakınları Hz. Ali, Zübeyr b. Avvam ve Talha b.Ubeydullah Hz. Fatıma’nın evinde toplanmışlardı. Hz. Peygamber vefat etmeden kısa bir süre önce Abbas b. Abdülmuttalib’in Hz. Ali’nin yanına geldiği ve kendisine; Hz.Peygamber’in vefat edeceğini fark ettiğini, onun yanına giderek kendisinden sonra idarecilik işinin Hz. Peygamber’in akrabaları olmaları nedeniyle kendilerinde mi yoksa başkalarında mı olması gerektiğini ona sormayı teklif ettiği belirtilmektedir. Hz. Ali ise buna kesinlikle yanaşmadı. Onun korkusu islâm ile birlikte bir takım kabile geleneklerinin yasaklanması nedeniyle bu konuda da bir yasaklanmaya maruz kalmak olmalıdır ki şayet…
Read MoreOsman bin Affan (r.a.)
Peygamberimizin üçüncü halifesi, hayâ ve edep numunesi Hz. Osman, hayatta iken cennetle müjdelenen bahtiyarlardan biriydi. Hz. Ebû Bekir, ilk defa eski samimi dostlarını ziyaret ederek hak dini onlara anlatmaya başlamıştı. Bu dostlarından biri de Hz. Osman’dı. Hz. Osman yaradılıştan halim selim, iyi ahlaklı ve dürüst bir şahsiyetti. İslam’ı kabule müsait bir mizaca sahipti. Hz. Ebû Bekir’i dikkatle dinledi ve anlattıklarına büyük bir alaka duydu. Sonra da birlikte Resûlullah’ın huzuruna gittiler. Peygamberimiz (a.s.m.), Hz. Osman’a: “Allah’ın ihsanı olan cennete rağbet et. Ben sana ve bütün insanlara hidayet rehberi olarak gönderildim. Allah’tan…
Read MoreÖmer bin Hattab (r.a.)
Peygamberlik güneşinin kâinatı aydınlatmasının üzerinden altı yıl geçmişti. Şirk ile tevhid arasındaki mücadele her geçen gün daha da artıyordu. İman safına geçenlerin sayısı arttıkça, müşriklerin baskı ve zulümleri de o nispette artıyordu. Resûlullah (a.s.m.) İslam’ın kuvvetlenmesi ve Müslümanların zulüm ve işkenceden kurtulması için çareler arıyordu. Bu maksatla, bir grup Müslüman’ın Habeşistan’a hicret etmesine izin veriyordu. Müşriklerin bir araya toplanıp Resûlullah’ın vücudunu ortadan kaldırma kararı aldıkları günlerdi… Müslümanlar ibadetlerini gizli olarak yapıyorlardı. Henüz Müslüman olanların sayısı 40’a ulaşmamıştı. Resûlullah (a.s.m.), müşrikler arasında bulunan, güçlü kuvvetli ve halk arasında itibarlı iki Ömer’den…
Read MoreZeyd bin Erkam (r.a.)
Hz. Zeyd, küçük yaşta babasını kaybetmiş, yetim kalmıştı. Abdullah bin Revâha’nın şefkat eli bu küçük yetime yetişti. Uzun müddet onun yanında kaldı. Abdullah bin Revâha İslamiyet’i kabul edince, o da küçük yaşta Müslüman oldu. Hz. Zeyd, Bedir ve Uhud Savaşlarına yaşının küçük olması sebebiyle katılamamıştı. Fakat bundan sonraki bütün savaşlara iştirak etti. Büyük kahramanlıklar gösterdi. Peygamberimizin de katıldığı Benî Mustalık Gazası esnasında, meşhur münafıklardan Abdullah bin Übey, Peygamberimiz ve Müslümanlar hakkında ileri geri konuşmaya başladı. Bir önceki konuda yer verdiğimiz sözleri sarf etti. Hz. Zeyd de oradaydı. Bu fitne dolu…
Read MoreVahşî bin Harb (r.a.)
Vahşî bin Harb’in Hz. Hamza’yı şehit edişinin üzerinden yıllar geçmişti… Geçen zaman içinde müşrikler günden güne zayıflamış, İslam ise güçlenmişti. Günler ilerledikçe, Vahşî, Hz. Hamza gibi bir İslam kahramanını katletmenin suçluluğunu ve ıstırabını daha fazla hisseder olmuştu. Nihayet Mekke Müslümanlar tarafından fethedildi. Vahşî hemen Tâif’e kaçtı… Bir müddet sonra bir Tâif heyeti, İslamiyet’i kabul etmek üzere Resûlullah’a gidiyordu. Vahşî böyle bir durumu öğrenince dünyalar başına yıkılacak gibi oldu. Demek artık buralar da İslamlaşıyordu… Vahşî korkuyordu. Hz. Muhammed’in (a.s.m.), amcasının katilini çok feci bir şekilde cezalandıracağına inanıyordu. “Acaba nereye gitsem?” diye…
Read MoreUbeyde bin Hâris (r.a.)
Ubeyde (r.a.) ilk Müslümanlardandır: Bedir’de şehit oldu. Yıllar sonra Resûlullah kabrinin yanından geçerken şöyle buyurmuştur: “Hissettiğiniz bu güzel koku, onun kabrinden yayılmaktadır.” Ubeyde (r.a.), İslamiyet’in ilk yıllarında Müslüman oldu, karşılaştığı bütün güçlüklere sabretti. Hicret emri çıktığında da yurdunu yuvasını bırakarak Medine’ye hicret etti. Bedir Savaşı’na iştirak eden bu bahtiyar mücahidin bütün arzusu “şehit olmak”tı. İki ordu karşılaştığında, müşriklerden Utbe, Şeybe ve Velid meydana çıkarak çarpışacak yiğit istediler. Karşılarına Ensar’dan üç kişi çıktı. Fakat onlar, “Biz sizi istemiyoruz. Abdülmuttâliboğullarından amcalarımızın oğullarıyla çarpışmak istiyoruz!” diyerek onları reddettiler. Bunun üzerine Peygamberimiz, “Kalk yâ…
Read More