Hz. Nuaym’ın taktiği müspet neticesini vermeye başladı. Plân gereği, Benî Kurayza Yahudileri, müşriklerin ileri gelenlerinden rehin almak üzere yetmiş kişi istediler; onlar ise, bunu yine Hz. Nuaym’ın tâlimi üzere reddettiler. Haliyle, bu durum aralarını açtı. Her iki taraf da, “Demek, Nuaym’ın söyledikleri doğruymuş!” diyerek aralarındaki münâsebetleri kestiler. Benî Kurayzalar, aynı şekilde Gatafanlardan da rehine istediler. Onlar da reddedince, plân başarıyla neticelenmiş oldu. Son Çarpışma ve Allah’ın Nusreti! Müşrik ordusu son defa, var gücü ve bütün şiddeti ile hendeğin her tarafından hücuma geçti. Çarpışmalar çok şiddetli oluyordu. Karşılıklı ok ve taş…
Read MoreKategori: Siyer-i Nebi
Uhud Savaşı
Hicret’in 3. senesi 7 Şevvâl / Milâdî 625 Kureyş müşrikleri, Bedir’de uğradıkları hezimetin acısını bir türlü unutmak istemiyorlardı, daha doğrusu unutamıyorlardı. İleri gelenlerinden birçoğunu bu savaşta kaybetmişlerdi. Bir avuç Müslümandan yedikleri ağır darbeyle izzet-i nefisleri kırılmıştı. Civar kabileler nezdindeki prestijleri de haliyle sarsılmıştı. Ayrıca sahilden giden Şam ticaret yollarının Resûl-i Ekrem tarafından devamlı kontrol altında tutulması da ticarî hayatlarına oldukça ağır darbe vuruyor, onların askerî ve iktisadî mukavemetlerini kırıyordu. Kureyş müşrikleri bu sefer Irak yoluyla Şam’a ticaret kervanlarını göndermeye başlamışlardı; ama burası da Peygamberimiz tarafından kısa zamanda haber alınmış, gönderdiği…
Read MoreUhud’da Ordunun Dağılması
Sabaha yakın, Peygamber Efendimiz, ordusuyla birlikte Şeyheyn’den ayrıldı ve Uhud’a doğru yürüdü. Artık her iki ordu da birbirini fark edebiliyordu. Düşman karşıda görünüyordu. Mücahitler cephesinde sabah ezanı göklere dalga dalga yayılıyordu. Saf bağlayan Müslümanlar, Hz. Resûlullah’ın arkasında silahlarını çıkarmadan düşmanlarının gözleri önünde namazlarını eda ettiler. Bu arada Peygamber Efendimiz, tedbir babında, zırhının üzerine ikinci bir zırh, takyesinin üzerine ise miğfer giydi.[22] Münafıkların Ordudan Ayrılması Artık iki ordu karşı karşıya gelmişti. Her biri harp nizamıyla meşgul oluyordu. Bu sırada oraya kadar çekine çekine korku içinde gelmiş bulunan Abdullah b. Übey b.…
Read MoreUhud Savaşının Neticesi
Müşrikler, daha fazlasını yapamayacakları kanaatine varınca, derlenip toparlanan mücahitler karşısında tekrar bir hezimetle karşı karşıya gelmemek için, en uygun yolun geri çekilmek olacağını hesapladılar ve mağrur bir eda ile geri çekildiler. Netice, gerçekten hazin, ibretli ve düşündürücü idi. Harpte, mücahitlerden yetmiş şehit düşmüştü. Bunlar arasında Hz. Hamza, Hz. Mus’ab b. Umeyr gibi çok güzide sahabeler de bulunuyordu. Ebû Dücâne, Nesibe Hâtun gibiler, Resûl-i Kibriya’yı muhafaza etmeye çalışırlarken vücudları delik deşik olmuştu. Harbin ilk safhasında mücahitlere gülen parlak muzafferiyet, Hz. Resûlullah’ın emir ve tâlimatına riayet etmeyen okçulardan bir kısmının yerlerini terk…
Read MoreBedir Savaşı
Hicret’in 2. senesi 17 Ramazan / Milâdî 13 Mart 624 Cuma Kureyş’in Ticaret Kervanı Hicret’in 2. senesinde Kureyş müşrikleri, bir ticaret kervanı hazırlamışlardı. Şam pazarına gönderilen kervana, Mekke’den kadın erkek hemen hemen herkes hisselerine göre ortak idiler. Bin deveden meydana gelen ve sermayesi elli bin dinar olan bu büyük ticaret kervanının satılan malları karşılığında harbe hazırlık için silah alınacaktı. Kervanın yola çıkarılmasındaki asıl maksat buydu. Kureyşliler ayrıca kervanla birlikte Ebû Süfyan başkanlığında otuz, kırk kişi kadar muhâfız da göndermişlerdi.[1] Peygamberimizin Durumu Haber Alması Resûl-i Ekrem Efendimiz, bu durumu haber aldı.…
Read MorePeygamberimiz Bedir’de
Peygamber Efendimiz, mücahitlerle Safra yakınındaki Zefiran mevkiine vardığında, Kureyş’in büyük bir orduyla gelmekte olduğunu haber aldı. Böyle bir hareketle karşılacaklarını tahmin etmediklerinden bir anda ne yapmaları gerektiği hususunda karar veremediler. Zira, niyetleri harp etmek değildi. Bunun için bir hazırlıkları da yoktu. Üstelik, alınan istihbarata göre, müşrik ordusu hem sayıca çok, hem silahça onlardan üstün idi. Mücahitlerle İstişâre Resûl-i Ekrem, ashabını topladı. Kervanın takip edilmesinin mi, yoksa müşrik ordusuna karşı çıkmanın mı daha uygun olacağı hususunda onlarla istişarede bulundu. Bir kısım mücahit, kervanın takip edilmesinin uygun olacağını ifade etti. Resûl-i Ekrem,…
Read MoreBedir Savaşının Neticesi
Birkaç saat bütün şiddetiyle devam eden kıyasıya mücadele neticesinde, Resûl-i Kibriya Efendimizin kumandanlığını yaptığı İslam ordusu, parlak bir muzafferiyet elde etmişti. Mücahitler, on dört şehit vermişlerdi; müşriklerden öldürdüklerinin sayısı ise yetmiş kadardı; bir o kadarını da esir almışlardı. Öldürülenlerden yirmi dört kişi, müşriklerin ileri gelenlerindendi. Mücahitler, Peygamberimizin emri gereği, müşrik ileri gelenlerinin cesetlerini toptan bir çukura gömdüler. Resûl-i Ekrem, şehit olan mücahitlerin cenaze namazını da Bedir’de kıldı. Bu parlak zaferle, şüphe ve tereddüt bulutları parçalandı, Müslümanların cesaretlerine bir kat daha cesaret katılmış oldu. Peygamber Efendimiz, derhal yola iki haberci çıkararak,…
Read More