Allah dostlarından Yûsuf Mahdûm hazretlerinin “rahmetullahi teâlâ aleyh” hizmetini gören Mehmet Dede vardı ki,yaşlanmasına rağmen çocuğu olmamıştı.
Hanımıyla birlikte buna üzülüyor;
“Hak teâlâ, bize de bir çocuk verse” diyorlardı.
Mehmet Dede, bir gün Hocasına gelip;
“Efendim, mâlumunuz otuz yıldır bu evde hizmetle şerefleniyorum. Ama ne yazık ki, çocuğumuz olmuyor” deyiverdi.
Büyük Velî sordu:
“Buna üzülüyor musunuz?”
“Evet efendim. Hanım da, ben de çok üzülüyoruz. Duâ etseniz de Rabbimiz bir oğul verse bize. Ben ölürsem, bu doğacak oğlum bakar hizmetinize”
O anda yağmur yağıyordu.
“Pekâlâ, şu yağan yağmurdan bir bardak yağmur suyu getir bana!” buyurdu.
Getirince o suya Fâtiha okuyup; “İkiniz de bu sudan üçer yudum için!” buyurdu.
Çok geçmeden bir oğulları oldu.
Fakat doğuştan a’mâ idi çocuk.
Yûsuf Mahdûm hazretleri;
“Ey Mehmed! Üzülme, sabret. Bu çocuk büyüyünce büyük âlim olur ve ilmiyle nice câhil insanları hidâyete getirir” buyurdu.
Sonra onu kucağına alıp, sağ kulağına ezân, sol kulağına ise ikâmet okudu.
O anda Mehmet Dede sevinip, yüzünde güller açtı, zîra bebeğin gözleri açılmıştı.
Hakîkaten bu çocuk büyüdüğünde büyük bir âlim olup, binlerce insanın hidâyetine sebep oldu.