Bursa Evliyâsından Tâcüddîn İbrâhim Karamânî “rahmetullahi teâlâ aleyh” hazretlerine bir gün yeni evli bir komşusu gelerek, hanımından şikâyette bulundu.
Büyük Velî, sordu genç adama:
“Hanımın beş vakit namazını tam kılıyor mu evlâdım?”
“Kılıyor efendim”
“Dışarda güzel örtünüyor mu?”
“Evet efendim, örtünüyor”
“Ev işlerini muntazam yapıyor mu?”
“Evet efendim, yapıyor”
Buyurdu ki:
“Daha ne istiyorsun, kıymetini bil. Böyle hanım, Cennet nîmetidir”
“Ama hocam beni bâzan üzüyor”
“Sen onu üzmüyor musun oğlum?”
Genç büktü boynunu:
“E, bâzan oluyor efendim”
Büyük Velî;
“Bak oğlum! Hayat arkadaşını üzmek, ahmaklık alâmetidir. Huysuz kimsenin hanımı devamlı üzülerek âsâbı bozulur, sinir hastası olur. Hayat arkadaşı hasta olan bir eş mahvolmuş demektir” buyurdu.
Ve ilave etti:
“Ona karşı hep güler yüzlü ve tatlı dilli olmaya çalış! Bunu yapabilirsen, hem dünyâda huzur içinde yaşar, hem de Rabbinin rızâsını kazanmış olursun!”